Kısa Hikayeler

Karmakarışığım bu aralar dağınık mı desem daha doğru olur bilmiyorum. Kalbimin bir tarafı karla kaplı bir yolda ilerlemeye çalışan yıkık dökük, harap, eski bir kamyonet, diğer tarafım gözleri parlayan ve onu her gördüğünde yüzüne bakmaktan bile çekinen bir küçük çocuk. Hangi tarafım kazanacak savaşı bilmiyorum.

Kafam o kadar karışık ki bir yandan acaba onu üzer miyim, kırar mıyım peki ya ilerisi nasıl olacak ya ayrı kalırsak ya onu bırakmak zorunda kalırsam... Gerçi, seni sevdiğinden bile tam emin olamazken bu kadar düşünmek fazla değil mi diyeceksin. Haklısın. Hem belki sadece hoşlanıyordur. Şimdinin en popüler kelimesi hoşlanmak. Sevgi falan hep yarım hep hayallerde asılı kalıyor. Sadece hoşlanıyorsa zaten açmayacaktım bile kalbimi ona öyle söz vermiştim kendime. Sınırlarımı baştan çizecektim artık. Beni bütün kusurlarımla ve kusurlarıma rağmen seven birisi kalbimin en güzel yerini hak edecekti. Artık eskisi gibi hemen inanmayacaktım. Benim için savaşması gerekecekti. Sevgim için, kalbimin en güzel yeri için, ama en önemlisi sınırsız bir sevgi için savaşmalıydı.

Peki ya gerçekten seviyorsa ya ilk defa birisi de beni düşlüyorsa, aynı gece vaktinde hafif bir eski müzik eşliğinde. Ya gözlerini kapatıp bizli hayaller kuruyorsa... Yüreklerimiz ince bir iple gizliden gizliye bağlıymış da sanki tüm evren yine yapacağını yapmış bizi bir şekilde buluşturmuşsa. Ya aşk gerçekten varsa onunla karşılaşmadan önce neredeyse unutmuş olduğum ve ömrümüz bir nehir olup da denizlere kavuşuyorsa. 

Yazdıkça hafifliyor sanki yüreğim, düşüncelerim, şu çok düşünen ama hep üzülen benliğim. Detaylarda kaybolmaktan vazgeçmeye başlamalıydım dışımdan bir kere daha tekrarladım lakin detay değil de sevgiydi anlattığı şairin. Nasıl olduysa yine bir paragraf yazmıştı ve bunun oldukça nadir anlardan biri olduğunun o da farkındaydı da kendine yansıtmamaya bir başka deyişle kalbini kaptırmamaya özen gösteriyordu. Sonra düşündü zaman, zaman gösterecek. Şimdi ile yazdığı bir kelime arasındaki boşluk bile yazının gidişatını değiştirebiliyorsa aynı zaman şaire de yardım edebilirdi. 


Göksu Kabadayı

Comments

Popular posts from this blog

Unintentional love

Başlıksız Şiirler